Home » Tutsak Partizanlar: Sesini isyana dönüştüren tüm kadınlarımızı selamlıyoruz
tutsaklar-750x375

Tutsak Partizanlar: Sesini isyana dönüştüren tüm kadınlarımızı selamlıyoruz

Tutsak Partizanlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslarası Mücadele Günü için açıklama yaptı.

Tüm hapishanelerden Tutsak Partizanlar adına yapılan açıklamada “25 Kasım’ın dayanışma ve mücadele ruhuyla yaşamın ve kavganın orta yerinde duran, ona sahip çıkıp sesini isyana dönüştüren tüm kadınlarımızı selamlıyoruz.” denildi.

Tutsak Partizanların açıklamasının tamamı şu şekilde:

 

Erkek egemen sistemde kadın ve çocukların her gün katledildiği, taciz ve tecavüzün önünün alınamadığı, kadınların kazanılmış haklarına yönelik saldırıların sistematik ve çok yönlü devam ettiği koşullara tanıklık ediyoruz. Kadın-erkek eşitliğinden eğitim hakkına, sağlığa erişimden bedeni üzerinde tasarrufa, insanca yaşam ve çalışma koşullarından güvenceli çalışma, istihdam ve hatta yaşam hakkına yönelik saldırılarla kadınların yaşamı cehenneme çevrilmekte.

Tarikat, cemaat kıskacındaki kadın ve kız çocukları, eğitimden, toplumsal yaşamdan uzaklaştırılıp dört duvar arasına hapsediliyor, “çocuk evlilikleri”, taciz ve istismar sürekli meşrulaştırılıyor. Kadınların yaşamı taciz-tecavüz-şiddet sarmalında cehenneme dönüştürülmekte, yaşam hakları ellerinden alınmaktadır. Kadınlar günbegün katledilmekteler.

Italio Calvino “Yaşayanların cehennemi gelecekte değildir. Eğer bir cehennem varsa o şimdide, burada olandır; günbegün içinde yaşar, hep birlikte oluştururuz.” demektedir. Devamında da “Bu cehennemde acı çekmenin iki yolu vardır. İlkini çoğu kimse kolayca becerir: Cehennemi kabul etmek, onu görmeyecek kadar ondan bir parça olmak. İkinci yol risklidir ve sürekli bir dikkat, bir eğitim ister: Cehennemin ortasında neyin ve kimin cehennem olmadığını arayıp bulmak ve bunu yaşatmak ve buna yer vermektir.” diyor.

Bugün bizim de karşımızda duran temel sorun Calvino’nun işaret ettiği cehennemi kabul etmek ya da o cehennemi reddedip ona karşı savaşmak, onu değiştirmektir.

Oysa biliyoruz ki erkek egemen sistem, sunakları kadın kanıyla doldurup bedenlerimizle mezarlıklara yığın kurarak, kimliğimiz üzerinde tepinerek bize tacizi, tecavüzü, şiddeti reva görüp boyun eğmeyi farz kılarak kendileri için inşa ettikleri “cennete” hayır, artık izin vermeyeceğiz!

“Bizce en iyisi

kalkmak

yeter artık demektir

vazgeçmemek için kırıntısından bile yaşamanın

karşı çıkmaktır var gücümüzle

acıyı doğuranlara,

yaşanır hale getirmektir dünyayı

bütün insanlara…”

(Bertolt Brecht)

Bu bilinçle yaşamımızı ve geleceğimizi faşizmin karanlığına bırakmayacak; sokakları, meydanları erkek egemen sistemin ve onun bekçilerinin postallarına terk etmeyeceğiz. Geleceğimizi aldığımız, ellerimizi birleştirip kadına yönelik şiddete karşı mücadele ve dayanışma için Mirabel Kardeşlerden Maria’ya kulak verip “…haklı olan her şey için savaşmaya devam edeceğiz!

25 Kasım’ın dayanışma ve mücadele ruhuyla yaşamın ve kavganın orta yerinde duran, ona sahip çıkıp sesini isyana dönüştüren tüm kadınlarımızı selamlıyoruz.