Home » İsmail Hanoğlu
İsmail Hanoğlu TİKKO

İsmail Hanoğlu

Ölümsüzleştiği tarih: 20 Nisan 1978
Mezar Yeri: İstanbul – Heybeliada Mezarlığı

Tokat’lı olan İsmail Hanoğlu, yoksul bir köylü çocuğuydu. Uzun süre çobanlık yaptı. Böylesi zor koşullarda öğrenimine devam etmeye çalışıyordu. Babası belediyede temizlik işçisiydi. Aile olarak gerici bir aileden geliyordu. Bir kardeşi ise MHP’liydi. İsmail Hanoğlu bu ortamda ortaokul sonlarında devrimci düşüncelere sempati duydu. Öğrenciliği döneminde bir süre PDA (Aydınlık) saflarında orta öğrenim gençliğinin örgütlenmesi içinde yer aldı.

Fakat kısa süre içinde PDA’nın gerçek yüzünü görerek bu safları terk etti. 1975 yılında TKP/ML ile ilişki kuran İsmail Hanoğlu bu dönemde fabrika ve inşaatlarda işçilik yaptı. 1976 yılından itibaren ise kendini tamamen Proletarya Partisine ve devrime adadı.

 

İsmail Hanoğlu

İsmail Hanoğlu

İyi bir propagandist ve ajitatör olan İsmail Hanoğlu’nun en çok ilişki ağları, fabrika işçileri, inşaat işçileri ve kenar semtlerdi. Aynı zamanda iyi bir örgütçüydü. Her ilişkiye bir görev vererek onları örgütler, hem sorumluluk derecesini, ciddiyetini, hem de gelişme yönünü ölçerdi. İsmail Hanoğlu, o dönemler genel olarak bütün parti militanları gibi silahsız dolaşmazdı. Derneklerde de belinde silahla otururdu. Kimi oportünistler biraz da o halinden korkarlardı. “Ben ufak tefeğim, küçük iyidir. (Ama söyleyiş biçimi de yöre şivesiyle “gücük eyidir”) Küçük adam da iyidir, her yere sığar, hedefi küçültür, fazla masraflı değil tasarrufludur, hani Lenin de ufak tefektir, öyle olduğuna göre bunda bir keramet vardır” diye eklemeyi unutmazdı şakayla.

İstanbul Gültepe’de Şerif Nedim adında bir faşist hakkında parti organı ölüm kararı çıkarır. Eylem bir askeri komiteye verilmiştir. Komite yaklaşık bir ay çeşitli işleri var gerekçesiyle eylemi erteleyince, kararı alan bölge organında sorumlu olan İsmail Hanoğlu, “Parti kararı ve görevi geciktirilemez, parti oyalanamaz” diyerek tepki göstermiş ve bir başka yoldaşının “görevin değil, yapma” uyarılarına rağmen Şerif Nedim’i şahsen tanımadığı halde kararı uygulamaya gitmiştir. İsmail Hanoğlu, grup halinde dolaşan faşistlerin içine arkadan dalarak Şerif diye yüksek sesle seslenip faşistin arkasını dönüp bakmasıyla alnının ortasından vurarak öldürür. O anda dağılan faşistlerden bir kısmı kısa sürede tekrar toparlanıp bir tüp kamyonunun arkasına pusu kurarak ateş ederler. Geri çekilip çatışan İsmail Hanoğlu, 20 Nisan 1978 tarihinde vurularak şehit düşer. İsmail Hanoğlu, ölümsüzleştiğinde TKP/ML Üyesiydi.

Duman çöktü sis bastı İstanbul’un üstüne

Bugün yine kavga var, bugün kavga var yine

Selam olsun bin selam İsmail Hanoğlu’na

Yoldaş yoldaş İsmail, Heval heval İsmail

Ölmez İsmail

Biz biliriz İsmail bu ne hayal ne düştür

Biz biliriz İsmail bu iş çetin bir iştir

Biz biliriz İsmail seni anmak savaştır.

Yoldaş yoldaş İsmail, heval heval İsmail

Ölmez İsmail

Sel olup çağlayacak yere dökülen kanlar

Bir gün hesap soracak yoksul ezilen canlar

Ölür mü be yoldaşlar, ölür mü Partizanlar

Yoldaş yoldaş İsmail, heval heval İsmail

Ölmez İsmail

(İsmail Hanoğlu şehit düştükten sonra Ozan Emekçi tarafından yazılan ve söylenen bir ağıt)

 

ÖLÜMSÜZLÜĞÜNÜN 1. YILINDA TKP/ML – MK TARAFINDAN YAPILAN AÇIKLAMA

“ÖLÜMÜNÜN 1. YILINDA YİĞİT YOLDAŞIMIZ İSMAİL HANOĞLU’NU ANIYORUZ!

Komprador patron-ağa devletinin terör, zulüm ve sömürüsü altında inleyen HALKIMIZ!

            BÜTÜN EMEKÇİLER, DEVRİMCİLER, YOLDAŞLAR!

Partimiz TKP/ML’nin kahraman üyesi, yiğit yoldaşımız İsmail HANOĞLU, bir yıl önce faşizme karşı savaşırken silahı elinde şehit düştü.

Özellikle MC dönemlerinde hızlı bir gelişim gösteren ve güçlenen MHP’li azılı faşist militanlar, MİT ve KONTR-GERİLLA ile birlikte halkımıza kan ağlatıyorlar. Son yıllarda binlerce yurtsever, devrimci ve demokratın kanına girdiler. İşçileri, gençleri, memurları, özellikle Kürt milliyetine mensup yoksul köylüleri zaman zaman gruplar ve kitleler halinde katlettiler. Halktan binlerce, on binlerce kişi yaralandı, işkenceden geçirildi, zindanlara atıldı. İşyerleri, evleri, barkları bombalandı, yakıldı, yıkıldı. Halkımız Cumhuriyet tarihi boyunca süre gelen faşist terörün en azgın ve acımasız dönemlerinden birini yaşadı. Bu terör ve saldırılar sıkıyönetim aracılığı ve koruyuculuğuyla devam ediyor. “Demokratik” sıkıyönetim, halkın tüm demokratik haklarını gasp ederek, meskenlere tecavüz ederek, arama-tarama adı altında sorgusuz sualsiz tutuklama ve işkencelerle devam ediyor. Komprador patronların, ağaların, aracı-tefecilerin, karaborsacıların ekonomik krizi halkın sırtına yıkılmaya devam ediliyor. Halkımızın verecek hiçbir şeyi kalmadı; hala istiyorlar vergilerle, zamlarla…

Leş kargaları, yılanlar, çıyanlar yüzlerindeki “demokrasi” maskesiyle, beyaz güvercin giysileriyle devam ettiriyorlar faşist zulmü. Bağımsızlık sahtekarlıklarıyla devam ediyor, emekçilerin iş gücü, ürünü; ülkemizin zenginlik kaynakları karış karış satılmaya, Ortak Pazar’a, ABD’ye, İMF’ye…

Devam ediyor Kürt milleti üzerindeki milli zulüm, komando baskıları, jandarma dipçiği eksik olmuyor, yoksul çilekeş Kürt köylüleri üzerinden; Kürt halkına gözdağları devam ediyor, yeni yeni tatbikatlarla, gösterilerle…

Halk çocuklarına: komprador patronların, halkı soyup soğana çevirdiği, zorla alıp çaldığı milyonlarını milyarlarını sakladığı bankaların önünde; yoksul köylülerin elinden zorla alınan ağaların toprakları üzerinde “Vatan Görevi” yaptırılmaya devam ediliyor.

Bütün bunlara karşı halkın mücadelesi de devam ediyor. Halk demokrasisi ve bağımsızlık mücadelesi, geçici yenilgilere, eksikliklere rağmen daha bilinçli ve örgütlü bir şekilde gelişiyor.

İşte İsmail HANOĞLU, Halk Demokrasisi ve bağımsızlık mücadelesi içinde şehit düştü. O, her türlü eşitsizlik, sömürü ve zulme karşı, resmi ve sivil azılı halk düşmanı faşistlere karşı yürütülen mücadelenin bir neferi, bu mücadelenin öncü gücü işçi sınıfının öz örgütü TKP/ML’nin bir üyesiydi.

İsmail HANOĞLU yoksul bir köylü çocuğuydu. Çocukluğu milyonlarca halk çocuğu gibi sefalet içinde geçti. Uzun yıllar çobanlık yaptı ve zor koşullarda orta öğrenimini bitirmeye çalıştı. Öğrenciliği sırasında kısa bir süre PDA saflarında (şimdiki karşı-devrimci “Aydınlık”, TİKP) ortaöğrenim gençliğinin örgütlenmesi içinde yer aldı. Kısa sürede hainlerin gerçek yüzünü görerek burjuva saflarını terk etti. Ve 1975 yılında partimizle ilişki kurdu. Bir süre hem fabrikalarda, inşaatlarda işçilik yaptı, hem de Marksizm-Leninizm’i kavramaya çalıştı. Fedakar, proleter alçakgönüllü tavırlarıyla etrafında devrime ve partimize karşı derin bir sempati ve güven sağlıyordu.

1976 başlarından itibaren kendini tümü ile devrime ve partiye adayan İsmail HANOĞLU, çalıştığı her alanda partimiz şahsında faşistlere ve bütün gericilere korku veriyor, halkın sevgi ve desteğini kazanıyordu.

Devrime olan inancı, halka ve partimize güveni hiçbir zaman sarsılmamış, gönüllü ve bilinçli bir disiplin anlayışıyla sınıf mücadelesinin bütün zorluklarına fedakarca göğüs germiştir.

Halka, devrime ve partimize yönelen her türlü saldırıya yiğitçe göğüs germiş, her yerde ve her zaman devrimi, halkı ve partimizi savunmuş, fedakarca korumuştur.

O, bu mücadelesi içinde hiçbir zaman, en küçük bir kişisel çıkar gözetmemiştir. Mücadeleden alıkoyacak, pasifleştirecek, sekteye uğratacak hiçbir engel tanımamıştır. Partimizin bunalımlı dönemlerinde pasifliğe, yılgınlığa, kariyerizme düşmeden Marksizm Leninizm’i savunarak, her türlü anti-Marksist-Leninist görüş ve sapmalara uzlaşmaz bir tavır almış; tutarlı, araştırmacı ve inatçı bir mücadele sürdürmüştür. Bu mücadele anlayışıyla, bütün gericilerin olduğu kadar: revizyonizmin, oportünizmin, pasifizm ve teslimiyetçiliğin, kısaca her türlü sapma ve sahtekarlığın da amansız düşmanıydı.

İsmail HANOĞLU’nun bütün bu özellikleri partimizin Marksist-Leninist siyaseti ve mücadele anlayışının bir ürünüydü. Bütün bunlar TKP/ML üyelerinin, komünist devrimcilerin ortak özellikleridir. Komprador patron ağa devleri ve gönüllü uşakları tarafından katledilen, Ali HAYDAR, Ahmet MUHARREM, Zeki ŞERİT, Cemil OKA, Selahattin DOĞAN, Ali YILMAZ ve daha birçok yoldaşımız aynı özelliklere sahipti. Bu yoldaşlarımızın pek çoğu TKP/ML üyesi oldukları ve partimizin kurucusu, Türkiye halkının komünist önderi İbrahim KAYPAKKAYA’nın tutarlı, gerçek izleyicileri oldukları için işkencehanelerde katledildiler.

HALKIMIZ!

Komünistlerde hata yaparlar. Ancak hiçbir zaman yaptıkları hatanın üstünü örtmez, görmemezlikten gelemezler. Komünistlerin hatalarından ve bu hataların sonucu geçici yenilgi ve zararlardan ders çıkararak mücadeleye dönüştürürler. İsmail HANOĞLU yoldaş da belli bir hata sonucu MHP’li faşistler tarafından katledildi.

MHP-ÜGD’li azılı faşist Şerif Nedim onlarca yurtseveri katletmiş profesyonel bir katildi. İstanbul ve çevresinde MHP’nin emrinde, yüzlerce ev, işyeri, kahvehane vb yerleri kurşunlanmış ve bombalamıştır. Özellikle Gültepe çevresinde polislerin de yardımıyla faşist terörün başını çekmiş, küçük esnaf, zanaatkar ve emekçilerden zorla haraç almıştı. Bütün Gültepe halkı bu azılı faşistten hesap sorulmasını istiyordu. Halkımızın bu halkı ve doğru talebini yerine getirmeyi partimiz üslendi ve Şerif Nedim’in cezalandırılması kararlaştırıldı. Bu yanlış bir karar değildi. Faşizme karşı mücadele diye bir anlayışı olmayan ve silahtan öcü gibi korkan sahte solcuların ve oportünistlerin dediği gibi “bireysel terörizm”, “maceracılık”da değildi. Bu eylem halkın ilerici bir talebine cevap veren, faşistlerin gelişip güçlenmesini engelleyen, halkın devrimcilere güvenini sağlayan, doğru Marksist-Leninist bir anlayışın sonucudur. Savunmanın, silahlı direnişin, karşı koyuşun bir ifadesidir. Demokratik Halk Devriminin faşizme karşı aktif silahlı mücadelenin bir parçasıdır.

Hatalı olan, yoldaşımızın eyleme tek başına gitmesidir. Azılı halk düşmanı faşist Şerif Nedim cezalandırılmış, ancak yoldaşımız da olay yerinden uzaklaşırken pusuya düşürülerek katledilmiştir.

Partimiz bu ve benzeri olaylardan dersler çıkararak güçleniyor. Savaşı savaşarak öğreniyoruz, seyrederek değil:

Devrim kitlelerin eseri olacaktır. Uzun süreli Halk Savaşı içinde, işçilerin, köylülerin, gençliğin, memurun küçük esnafın yani bütün halkın süreç içerisinde mücadeleye katılmasıyla Demokratik Halk Devrimi başarıya ulaşacak ve Demokratik Halk İktidarı kurulacaktır. Tek tek azılı halk düşmanlarının cezalandırılması bu mücadeleyi güçlendiren, ilerleten parçalardır.

KARDEŞLER!

TKP/ML, Halk Demokrasisi ve Bağımsızlık mücadelesinde onlarca şehit verdi, geçici yenilgilere uğradı. Komprador patron-ağa devletine ağır darbeler indirdi, zaferler kazandı. Yenilgileri yılgınlığa, zaferleri sarhoşluğa dönüştürmeden mücadelemiz devam ediyor. Halkımızın bilinçli, silahlı örgütlü gücünü yaratma mücadelesi devam ediyor.

TKP/ML ve önderliğindeki TİKKO savaşçıları Demokratik Halk İktidarını kurma ve durmaksızın sosyalizmi inşa etme hedefinden sapmadan mücadeleye devam edecek ve hiçbir güç de bizi bu mücadelemizde engelleyemeyecektir. Devrime olan inancımız, halka olan bağlılığımız bunun kanıtıdır.

Emperyalizm, sosyal emperyalizm, komprador patron-ağa devletini ve her türlü gericiliği yıkma mücadelesinde TKP/ML saflarında birleşelim, örgütlenelim, silahlanalım!

-İSMAİL HANOĞLU YOLDAŞ ÖLÜMSÜZDÜR!

-KATLİAMLARIN, İŞKENCELERİN, ZULMÜN HESABINI KOMPRADOR PATRON-AĞA DEVLETİNDEN SORACAĞIZ!

-KAHROLSUN KOMPRADOR PATRON-AĞA DEVLETİ!

-KAHROLSUN EMPERYALİZM, SOSYAL EMPERYALİZM VE HER TÜRLÜ GERİCİLİK!

-KOMPRADOR PATRON-AĞALARIN FAŞİST DEVLETİNİ YIKACAĞIZ- HALK DEMOKRATİK İKTİDARINI KURACAĞIZ!

-YAŞASIN HALK SAVAŞI!

-YAŞASIN TKP/ML VE ÖNDERLİĞİNDEKİ TİKKO-TMLGB!

20 NİSAN 1979

TKP/ML – MK