Toplumlar tarihinde ve sınıf savaşımı pratiğinde, sürecin gelişim ve değişiminde nitel düzeyde rol oynayan, tayin edici ve belirleyici özellikleri olan günler vardır. Bu tarihler, takvim yapraklarında yaşanan sıradan ve alışılmış bir değişim olarak görülemez. Bu günler, toplumun ve sınıfların yaşam ve bilinç dünyasında önemli etki gücü olan, sarsıcı izler bırakan anlardır. Bu günler unutulamaz. Bu günler, tarihe düşülen özlü notlardır, bu yüzden unutulmasına müsaade edilemez. Her toplum ve her sınıf için tarihe düşülen önemli notlar vardır. Bu günler, yaşandığı koşullardan, sınıf savaşımının nitel düzeyinden, sorunların çözüm gücünden bağımsız olarak anlaşılamaz. Bu günler, dünden bugüne uzanan sınıf savaşımının çözüm köprüleridir.
Bu tarihi günler, sınıf savaşımı tarihinde ve devrimci pratikte, sadece zaferlerin, kazanımların yazıldığı günler olmamıştır. Yenilgi ve kayıpların, yıkım ve imhaların yaşandığı günler olarak da yazılmıştır. Ne var ki, zafer kadar yenilgiler de bir o kadar sarsıcı ve etkili ve derslerle dolu günler olarak tarihe geçmiştir. 18 Mayıs tarihi, Türkiye proletaryasının sınıf savaşımı pratiğinde var oluş anlamı, amacı ve hedefleri açısından tarihi özellikte bir gündür. Bu tarihi unutulmaz ve silinmez kılan, onun proletarya ve çeşitli milliyetlerden emekçiler açısından taşıdığı çözüm ve kazanım gücüdür.
Ezilen dünya halklarının ve uluslarının direniş ve savaş tarihlerinde sayısı belli olmayan, isimsiz halk kahramanı ve onlarca kurtuluş önderi ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda toplumsal değişim-dönüşüm mücadelesinde fikir ve düşünce, sanat ve edebiyat dünyasında, bilim ve teknoloji dünyasında sürecin ve dönemin gelişiminde önemli rol oynamış büyük aydınlar, ideologlar, düşünürler, sanatçılar, yazarlar, bilim insanları olmuştur. Onların ölümü de unutulmaz bir sayfa, silinmez bir an olarak insanlık dünyasında yer almıştır.
Ezilen, baskı ve zulüm altında yaşayan uluslar ve halkların mücadele, düşün ve vicdan dünyasında ölümsüz olarak kalan öncüler ve kahramanlar hep olmuştur ve olacaktır da. Baskı ve zulüm, sömürü ve talan sınıflı toplumun değişmez bir yasası olarak var olduğu sürece kurtuluş önderleri ve kurtuluş savaşçıları da, her zaman var olacak ve onlar her zaman saygı ve sevgiyle anılacak, düşünceleri ezilenlerin ve emekçilerin elinde bir silah olmaya devam edecektir.
Türkiye toprağında Türk, Kürt ve diğer azınlık milliyetten emekçi halkın kurtuluş mücadelesinin bağrında ölümsüzleşen sayısız halk kahramanları ve ulusal kurtuluş önderleri çıkmıştır. Ancak bu ulusal öncülerin ve halk kahramanlarının kurtuluş düşünce ve çabası etki gücü ağırlıklı olarak bölgesel ve dar ulusal sınırlar içinde kalmıştır. Onların mücadele, düşünce ve çabası, etki gücü ülke ve halkın bütününü kapsamaktan, onların kurtuluşunu amaçlamaktan uzak kalmıştır.
Komünist önder Kaypakkaya yoldaşın düşünsel amacı ve mücadelesi dar ulusal ve dar bölge sınırları içinde hapsolmamış, kaybı da bölgesel ve dar ulusal çitler içinde sınırlı kalan bir kayıp olmamıştır. Türkiye proletaryasının ölümsüz önderi Kaypakkaya yoldaşın, sınıfsal kurtuluş düşüncesi, bağımsızlık ve Halk Demokrasisi idealleri, yüce komünizm amacı onun mücadelesinin etki gücünü dar, ulusal ve bölgesel sınırlar dışına çıkararak, modern toplumun en devrimci sınıfı olan proleter sınıf zeminine oturtmuştur. O’nun toplumsal kurtuluş düşüncesi sadece ezilen bağımlı ulustan emekçilerle (Kürt vb.) sınırlı kalmamıştır. Başta Türkiye proletaryası olmak üzere, çeşitli milliyetlerden emekçilerin, ezilen baskı altında tutulan bağımlı ulusların da kurtuluşunu, bağımsızlık ve özgürlüğünü amaçlamış ve hedeflemiştir. Bundandır ki Türkiye proletaryası ve çeşitli milliyetlerden emekçiler nezdinde Kaypakkaya yoldaşın, hiçbir devrimci önderin ve kahramanın kolay sahip olamayacağı, kolay erişemeyeceği ayrıcalıklı, farklı ve değerli bir yeri vardır.
ÖNDERLER VE KAHRAMANLAR, DÜŞÜNCE VE MÜCADELELERİYLE BENZERLERİNDEN AYRIŞIRLAR!
Komünist önder Kaypakkaya yoldaşın, bilimsel berrak görüşleri sayesinde yarım yüzyıllık zaman dilimi içinde karanlıkta kalan, aydınlanması beklenen bir dizi burjuva ve küçük burjuva düşünce deşifre edilmiş, gerçek yüzleri açığa çıkmıştır. Bunların başında Kemalizm ideolojisi gelmektedir. Kaypakkaya yoldaş Kemalizm’in komprador burjuvazi ve toprak ağalarının düzeninin temel ideolojisi olduğunu ortaya koyarak, onun faşist yüzünü deşifre etmiş, kanlı ve kirli yüzünü ortaya sermiştir.
Türkiye proletaryasının devrimi örgütlemesi ve savaşımı kazanması açısından sahip olması gereken en temel düşünsel tezleri aydınlatarak, onları proletaryanın elinde bir kurtuluş silahına dönüştürmüştür. Kaypakkaya yoldaşın Kemalizm hakkındaki berrak bilimsel tahlili sayesinde Türk komprador burjuva ve toprak ağalarının sahip olduğu burjuva-feodal devlet karakterini ve onun üzerinde yükseldiği ilerici-demokrat diye yutturulmaya çalışılan faşist ideolojisini deşifre etmiştir. Kemalizm tahliliyle birlikte, Türkiye toplumlar tarihinde TC devletinin sahip olduğu gerçeklik açığa çıkarılmıştır. Bu tahlil sayesinde “düşman-dost” tahlili doğru bir zemine oturtularak sınıf mücadelesi doğru bir rotaya sokulmuş ve her türlü ideolojik-politik yanılgının önü alınmıştır. Türkiye’de Kemalizm tahlili ilerici-demokrat olmanın, devrimci ve komünist olmanın önemli bir turnusoludur. Bu tahlil sayesinde söylemle eylem, düşünceyle pratik, duruşla hareket, arasında net bir ayrım yapılmış, her duruş ve söylemin dayandığı sınıfsal nitelik ortaya konmuştur.
O güne dek Kemalizm ideolojisini rehber alarak kendilerini ilerici-demokrat-yurtsever diye yutturanların, şoven-milliyetçi yüzü açığa çıkartılmıştır. Kemalizm tespiti sayesinde, Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı’nın savunusu da doğru ve devrimci bir zemine oturmuş, Kürt ulusunun özgürlük mücadelesi her türlü milliyetçi burjuva düşüncenin, reformist-oportünist anlayışların etkisinden kurtarılarak, sınıf bilinçli proleterlerin elinde güçlü bir sınıfsal kurtuluş silahına dönüşmüştür. Bütün
Kemalizm hayranları ve savunucularının, Kaypakkaya yoldaşın Kemalizm tahlili sayesinde azgın ezen ulus milliyetçisi ve gözü dönmüş Türk şovenizminin savunucusu oldukları açığa çıkmıştır. Bundandır ki Kaypakkaya yoldaş, bilimsel düşüncelerinden dolayı bilcümle reformist ve oportünistin, her türden burjuva milliyetçisi şoven düşünce savunucularının azgın saldırısına maruz kalmıştır. O’nun düşünceleri Türkiye siyasal düşünce ve devrimci hareket dünyasında bir tsunamidir. O’nun sayesinde her türden burjuva ve küçük burjuva düşüncesi büyük sarsıntı yaşayarak, yüzlerindeki “ilerici-yurtsever” maskeyi indirmek durumunda kalmıştır. Kaypakkaya yoldaşın proleter-devrimci düşünceleriyle birlikte Türkiye devrimci-siyasal hareketi, devrimci bir aydınlanma sürecine girmiştir. Kemalizm tahliliyle Türkiye toplumunun sınıfsal tahlili doğru ve bilimsel zemine oturarak, “dostlarımız ve düşmanlarımız kimlerdir?” sorusuna doğru bir yanıt verilmiştir. O güne dek dost (ilerici-demokrat) diye tanımlanan Kemalizm ideolojisi ve bu ideolojiyi temel referans kaynağı alan hareketlerin niteliği açığa çıkarılmıştır.
KAYPAKKAYA YOLDAŞIN KOMÜNİST ÖZELLİĞİ…
Kaypakkaya yoldaşın ortaya çıkan en belirgin ve ayırt edici özelliği kimsenin cesaret edemediği, tabu diye önünde eğildiği ve dokunulmasına cesaret edilmediği konulara dokunarak, baş aşağı duran gerçekliğini ters yüz ederek, onları bilimsel bir zemin üzerine oturtmasıdır.
Gerek uluslararası planda gerekse ülke içinde savunulan bir dizi oportünist ve revizyonist tezlere karşı durarak, ülkemiz topraklarında proletaryanın yılmaz savunucusu ve onun kararlı öncüsü olmuştur. Bu konuların başında sosyal emperyalizmin ideolojik zemini olan modern revizyonizmin savunduğu “bütün halkın devleti”, “bütün halkın partisi”, “kapitalist olmayan yoldan kalkınma hamlesi” gibi tezlerin burjuva yüzünün açığa çıkartılması gelir.
Uluslararası komünist hareketin öncülüğünü Başkan Mao’nun yaptığı ÇKP’nin savunduğu proleter devrimci düşüncelerin ülkemiz topraklarındaki bilinçli ve cesur savunucusu Kaypakkaya yoldaş olmuştur. Türkiye devrimci hareketinin önemli bir bölümünün modern revizyonist tezlerin etkisi altında kalarak onu eleştirmek, sorgulamaktan korktuğu bir dönemde, bu ideoloji proleter devrimci mercek altına alınarak burjuva dokusu açığa çıkartılıp, deşifre edilmiş, proleter devrimin yolu aydınlatılmıştır.
Modern revizyonist görüşlere karşı mücadelede, proleter devrimci düşüncelerin savunulmasında, Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin etkisi tayin edici düzeyde olmuştur. Kaypakkaya yoldaş, Proleter Kültür Devrimi’nin uluslararası planda yarattığı proleter rüzgardan, en bilinçli nasibi alan komünist önder olmuştur. Proleter düşünce ve değerlerin ülkemiz topraklarındaki yılmaz savunucusu ve uygulayıcısı olmuştur. Kaypakkaya yoldaş o dönemde Marksizm-Leninizm-Maoizm’i savunarak Türkiye devrimci hareketinin yaşadığı yol ayrımında, proleter görüşlerin yegane temsilcisi olmuştur.
Kaypakkaya yoldaş, ülkemiz topraklarında modern revizyonizmle Marksizm-Leninizm-Maoizm arasında, reformizmle devrimcilik arasında, kapitalist yol ile sosyalist yol arasında yaşanan mücadelede proletaryanın yegane savunucusu ve onun korkusuz temsilcisi olmuştur.
“Marksizm-Leninizm-Maoizm, revizyonizme karşı mücadele ederek gelişir, revizyonizm reddedilerek gelişir” düşüncesi doğrultusunda hareket etmiştir. Uluslararası planda proleter devrimci hareketin yolunu karartan, bilincini muğlaklaştırmaya çalışan burjuva modern revizyonist düşünce ve tezlere karşı Proleter Kültür Devrimi’nin yarattığı kazanımların ışığıyla kararlı ve bilinçli bir karşı koyuş sergilemiş, Türkiye proletaryasının devrim yolunu aydınlatmıştır.
Katledilişinin 50. Yılında Çizdiği Kızıl Güzergahta Devrime!